KONYASPOR İLK YARI DEĞERLENDİRMESİ
Aykut kocaman yönetiminde olan Konyaspor, ilk yarıyı çok
büyük sürprizle düşme hattının bir basamak üstünde, 14 puanla tamamladı.
Buradaki büyük sürpriz, Konyasporun çok iyi kadrosu bulunduğundan dolayı değil,
Aykut Kocaman gibi bir teknik direktörün takımının buralarda olmasından
kaynaklanıyor. Yoksa kadro yapısına bakıldığında normal
gözüküyor. Bu kadar kötü kadro mühendisliği, bu sonuçu getirdi. Kadro
yapısı, atılamayan goller, bazı maçlarda geçilemeyen orta saha, psikolojik
çöküntü ve Aykut Kocaman’ın yapamadığı liderlik ilk yarıyı kabusa çevirdi
Konyasporun.
Konyaspor sezona en etkili, en yetenekli, en pahalı
oyuncularını gözden çıkararak başladı. Yatabare, Yahoviç ve Fofana’yı sattı,
Uğur Demirok’u da kadro dışı bıraktı. Forvet hattına eski oyuncusu Bajiç’i,
Shengelia’yı, daha sonraları da Miya’yı
aldı. Yedek olarak Mücahit düşünüldü. Stopere Anicic, sol beke Alper Uludağ transfer
edildi. Alt yapıya transfer edilmiş olan Daci de A takıma çıkarıldı. Ömer Ali,
Miloseviç ve önemli sakatlığı bulunan Hurtado’da hücum hattının geçen
senelerden kalan oyuncularıydı.
İLK YARININ HİKAYESİ
Futbol camiasının ortak kanısı, Konyasporun kadrosunun
yeterli olmadığı ancak Aykut Kocaman etkisiyle yine başarılı bir sezon
geçirileceğiydi. Sezona öngörüldüğü gibi ortalama bir oyun, beraberliklerle
başlandı. Galatasaray maçında neredeyse kendi sahasından çıkamamasına rağmen kazanılan
puan, Antalya maçı beraberliğiyle devam etti. Herkesin aklına şüpheler düşmeye
başladığı sırada, sonraki 4 maçta 3 galibiyet birden alınınca, hatıralar
canlandırdı. “Konyaspor geliyor bak” şarkısı yavaş yavaş mırıldanmaya başlandı.
Ta ki Malatya spor maçında kaleci Serkan’ın maçın 1. dakikasında gördüğü kırmızı
karta kadar. Konyaspor için her şeyin değiştiği, ok işaretinin aşağıya dik
şekilde inmesini sağlayan an bu andı. Malatya maçı kaybedildi. Hafta arası
2.lig ekibine İstanbul’da kupadan elendi. Hiç İstanbul'dan ayrılmadan,
ligde Fenerbahçeden fark yiyerek evine
döndü. Bu sıralarda Konyaspor camiası Aykut Kocaman’a güvenini gösteriyordu.
Suçlu futbolculardı Konyaspor camiasına göre. Aykut hoca sorumluluğu alıp
istifa sinyalleri verdi ama yönetim, taraftarlar “sonsuza dek Aykut Kocaman”
dedi ve neşteri vurmasını istedi. Hoca, değişiklikler olacağını söylemesine
rağmen, aynı kadro aynı oyun tarzıyla hiç bir şey olmamış gibi devam etti. Gençlerbirliği
maçında yenilen son dakika golü ile gelen beraberlik, büyük bir buz kütlesini Konya'dan alıp götürdü. Artık kazanamayız hissi bütün camiayı kapladı. Üst üste
Sivas, Beşiktaş, Rize maçlarında kötü futbolla alınan mağlubiyetler, bir başka
büyük buz kütlesini daha götürdü Konya'dan. Artık Aykut Kocaman’da eleştirilmeye başlanmıştı. Tanrılıktan, yarı tanrılığa indirildi gönüllerde. Eleştiriler,
takıma neşter vurmamasıyla sınırlıydı bu aralar. Ali Çamdalı kadro dışı kaldı.
İlk neşter gelmişti. “ Demek ki Ali Çamdalı takımı karıştırıyormuş” görüntüsü
verdi bu kadro dışı. Konyalılar eski kaptanlarını bir çırpıda sildi. “Aykut
hoca yaptıysa, bir bildiği vardır” dediler. Neredeyse hiç oynamayan Ali, kötü
gidişin sorumlusu gibi gösterildi.
“Bu maç kötü gidiş
sona erecek” diye umutlanılan Gaziantep maçında boş kaleye kaçan gol ardından
kaybedilen 2 puan, başka büyük buz kütlesini Konya'dan ayırdı. Artık gol dahi
atamayız seviyesine gelinmişti. Başakşehir maçında ilk yarı “aynı senaryo” ile
bakılan maçta. Birden ikinci yarı kımıldayan Konyaspora dönüştü ve bir puanı
alıp, umutları yeşertti. Ama bu yalancı bahar oldu. Yine gol atamama faktörü
devre girip, iyi oyuna rağmen, hatta Ünal Karaman’ı Trabzon spordan ayıracak
oyuna rağmen mağlup olup, devrenin bitmesini beklemeye başlandı. Herkes devre
arası transferlerle, Aykut Kocaman yönetimindeki Konyasporun başarılı olacağını
düşünüyordu. Ta ki Alanya spor maçında
Aykut hoca’nın maçın ikinci yarısında yaptığı akıl dışı değişikliklere kadar.
2.yarı bunalan takıma, devre arası gönderme kararı alınan genç oyuncuları oyuna alarak, mağlubiyetin baş mimarı olana
kadar. Artık en büyük eleştiri Aykut hocaya yönelmeye başladı. Aykut hoca yarı
tanrılıktan normal hocalığa düşmüştü. Meğer O da hata yapabiliyormuş!
Gözler artık transferlere çevrildi. Kaos ortamı oluşunca,
büyük değişimler şarttır. Herkes değişmiş Konya-spor ve değişmiş Aykut Kocaman
bekliyor. Konyaspor şu an kalan küçük bir buz parçacığının üzerinde duruyor.
BENİM DEĞERLENDİRMEM
Konyasporun en büyük problemi kadro planlaması.
Kadrosunda “bu maçı alır” dediğimiz oyuncu yok. “Sıkıştığımızda bizi ileri
taşır” dediğimiz oyuncu yok. İşin merkezi burası. Aykut Kocaman’ın merkeze
“sistemi” koyması, “ben her oyuncuyla oynarım” düşüncesi, kendi kariyerini de
etkiliyor. Halbuki yetenekli oyuncuları idare edebilse, Fenerbahçe’nin efsane
futbolcusu olduğu gibi, efsane hocasıda olabilirdi.
Gol atamamak, kaygı ile beraber oyun kültürünü de
etkiler. Yavaş yavaş oyundan düşmeler, psikolojik gerilimler ve bunlarla
beraber hatalar başlar. Tam tersi de gol attıkça olur. Baştan sona her gediği
kapatmaya başlar gol atmak. Ben Konyasporun 3. Bölgeye gelene kadar futbolun
doğrularını yaptığını düşünüyorum. Sadece ceza sahası etrafında, kalabalık
savunma hattında iş yapamıyorlar. Bu da sonucu etkiliyor.
Bajiç, Konyasporun ilk yarıdaki tek gol ayağıydı
ancak inanılmaz derecede kötü futbolu, ondan daha kötüsü fiziksel durumuydu.
Konyasporun ilk yarıdaki durumunun en büyük sorumlularından biriydi.
İlk yarının bir başka problemi Aykut Kocaman’ın liderliği
yapamaması. Bir gün çıkıp “biz bu girdaptan çıkacağız, ayağa kalkacağız”
demedi. Sadece “sorumluluğu alıyorum” dedi. Masterchef Türkiye’de söylediği bir
söz, taraftarı ayağa kaldırmaya, en azından Trabzonspor maçında ki mücadeleye
yetti. Göğsünü siper edemedi Aykut hoca. Geniş litaratürüne etkileyici sözler
ekleyemedi. Saha kenarında da duramadı. Kulubenin içinden çıkmadı. İşin içinden
çıkamayan futbolcusuna “hadi aslanım” diyemedi. ( Ben hakeme karşı yapılan itirazlara,
beyanlara karşıyım) Aykut hoca hakem hatalarını en çok eleştiren hocaların
başında gelirdi, en ufak hakkını aramasıyla bilinirdi ancak Konyaspora karşı
yapılan pek çok hataya karşı, hiç itiraz etmedi. Bana da bu vurdumduymazlık
olarak geldi ve liderlik için iyi sınav vermedi hoca.
Yönetim de Konyasporun ilk yarıdaki kötü gidişatın
baş mimarlarındandı. Aykut hocaya her şeyi bırakıp, hocanın arkasında etliye
sütlüye karışmadan durdular. Sadece basın açıklaması yapmakla yetinip durdular.
Kadroyu sadece Aykut hocanın isteğine ve bilgisine bıraktılar. Hiç bir
insiyatif almadılar. Eldeki yetenekli oyuncuların gitmesine göz yumdular. Kötü
gidişatta da hiç bir planları yoktu. Futbol aklını sadece Aykut hocaya
bırakmalarından dolayı, Bajiç ve Mücahit ile bu iş olamayacağını göremediler.
Hadi taktiksel hocayla konuşamayacakları aşikar ama kadro planında karışmaları
lazımdı.
Konyaspor bundan öncede küme düşmemeye oynamıştı ama maddi
sorunlarla uğraşmadığı, teknik direktör zaafı yaşamadığı bir dönemde küme düşmemeye
oynamamıştı. Maça gelen taraftar sayısında üst sıralarda, FİFA’ya başvuran
oyuncusu olmayan, tesisleri üst seviyede, siyasi gücü olan, alt yapısı gelişmiş
bir Konyaspor daha üst seviyelerde olması lazımdı.